Pınar Nur Eroğlu
2023-08-20

Depresyonu ölçeklendirirken kullanılan yöntemlerden biri, bir kişinin duygusal durumunu ve günlük yaşamlarındaki davranışlarını değerlendiren BDI (Beck Depresyon Envanteri)’dir. Bu, bireylerin hastalık sürecinde kendileri ve dış dünyaya dair algılarının farkındalığını kazanmalarına yardımcı olur. Bilişsel-davranışçı terapi aracılığıyla, kişi kendi dünyasına dışarıdan bir bakış açısı kazandırarak kendisi hakkında içgörüler edinir.

Süreç boyunca kazanılan farkındalık, duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını izlemeyi kolaylaştırır. Kendi dünyalarını izlemeye başladıklarında, hasta otomatik düşünce kalıpları ve davranışlarının arkasındaki nedenleri belirlemeye başlar. Benzer şekilde, kişi terapinin amacını öğrendikçe, öğrendiği ve tekrarlayan düşünce kalıplarını değiştirme yeteneği artar. Bir bakıma, kendi kendinin sorumluluğunu almaya başlarlar. Yavaş yavaş belirsiz duygular ve düşüncelerle gelen çaresizlik hissinden kurtulma aşamasına geçerler.

Bilişsel-davranışçı terapide önemli olan bir faktör, beceri kazanma yeteneğidir. Hastalar, hayatlarındaki zorluklarla başa çıkma becerileri geliştirdiklerinde, depresyon belirtilerinde azalma olabilir. Aynı şekilde, hastalar durumları ve duygularıyla yüzleşmeye teşvik edilir, bu da verimsiz davranış kalıplarından kopmalarına yardımcı olur. BDT terapistleri, kişinin yalnızca zorluklarının kökenine odaklanmak yerine, kişinin mevcut yaşamında ne olduğunu vurgular. Esas odak, yaşamla başa çıkmak için daha etkili yollar geliştirmeye yöneliktir.